6 Şubat 2008 Çarşamba

Ah NYC Vah NYC

Şimdi bir Shopkolik, New York gibi bir yere gidince ne yapar? Alışveriş yapar. Ama bu shopkolik, çoktaaan shopkolikten çıkmış bile de haberi yok. Sen git Saks Fifth Avenulara, Barney´slere, Bergdorf'lara ancak ağızın sulana sulana elin boş geri dön. Gerçi bir satış sorumlusuna yem oldum ve bir tane ruj aldım. Soğukta yürümekten benzim atmışken, "Aaaaa, senin bu halin ne? İiik, ökkk" gibi ses çıkaran kadına pis pis bakamam gerekirdi ama otelimden 5th avenue´ya fellik fellik topuklu ayakkabılarla yürüyünce ayaklarımı dinlendirmek amaçlı oturuverdim, ne yapayım? (Bir haftalık gezi boyunca sadece ilk gün topuklu ayakkabı giydim, tabi :P)

Barneys´de kendi kendime ilginç bir macera yaşattırdım. Yine yorgunluktan bir yere çökmüş annemi beklerken, etrafıma baktığımda kendimi onlarca designer çantaların içinde buldum. Bloglardan çıkma bütün ünlülerin kollarındakiler burada sergileniyordu. Arkama döndüğümde, Bembi´nin bu sene dilinden hiç eksik etmediği Miu Mui çantayla göz göze geldik. Tabi ilginç sanal arkadaşlığımızın bir parçası olan Blackberry Pearl´ime sarılıp baktım Bembi onlinemı. Online olduğunu görünce hemen söyledim. "Ayy, bir dokun bari!" dediğinde sanırım o anı onsuz paylaşamayacağımı tahmin etmedi. Bende dokundum :)


New York´ta yaşadığım güzel başka bir olay ise ilk defa blog dünyasından birisiyle tanışmam oldu. İnternet üzerinden tanıştığım çok insan olmuştur ama blog yazmaya başlayalı ilk defa birisiyle tanıştım. O da tatlı mı tatlı, TrendtasticNY ile oldu. İki kere buluşma fırsatımız oldu. Bir kere Landmarc bir kere de Bouchon Bakery´de buluştuk. Her ikiside benim için çok keyifliydi. Aynı konuyla ilgilenen birileriyle bir araya gelip saatlerce hiç bıkmadan konuşmak çok güzel bir histi.


Herhalde her New York turistine şart olan Buddha Bar´a da gitmeden olmazdı. Annemin özellikle böyle yerlerden hoşlandığını göz önüne alaraktan gittik. Ve hiçte pişman değilim. Sanırım Buddha Bar özellikle Türk turistlere çalışıyor. Meşhur Buddha Bar müziklerinden ne zaman Türkçe müzik çalmaya başladıysa, onlarca masadan bir kaçında hemen bir hareketlenme oluyordu. Atmosfer yemeklerden bin kat daha iyi olması biraz can sıkıcıydı ama genel deneyim olarak herkese tavsiye ediyorum. Özellikle Buddha´nın ta kendisinin dibine oturmakta güzel oldu.
İşte böylece gelip geçti bu seferki New York seyahatim. Ancak bu kadarını üşenmeden yazabiliyorum.
Not: Asıl gidiş sebebim olumsuz sonuçlandığı için yazmamayı tercih ediyorum :P

1 yorum:

Trendtastic NY dedi ki...

her zaman bekleriz shopkolik:) daha sik gel. hem barney's warehouse sale basladi bu aralar gelsen cantaya dokunmakla kalmayip,belki alabilirsin de:)