1 Ekim 2008 Çarşamba

Bir babet, ego, beyn, ve sinir uçları

İnsanın derdi, tasası olunca, ne giyinesi geliyor ne de dışarı çıkası. Hal budur ki, keyfi yerinde oluncada aynı çekilde hem giyinip kuşanası, hem de kendini sokaklara atası geliveriyor.....Türkiye´deki ilk haftamı ev gezmeleriyle geçirdikten sonra artık kendimi halkın içine saldım bugün.

Fakat kültürü unuttuduğumdan mıdır yoksa bende mi gerçekten bir gariplik vardı bilmiyorum ama caddede yürürken yaşlısı, genci, büyüğü, küçüğü, kadını, erkeği direkt olarak babetlerime göz iliştirip durdu. İlk önce ilgiye egom karşılık vererek, adımıma şöyle extradan bir yaylandırma verdittirdi. Sonra beynim devreye geçerek, acaba tuvalet kağıdı falan mı yapışık ayakkabıma diyerek bin kere bakıp durdum. Sonunda ise sinir uçlarım devreye geçip, sağ ayağımı sürten ayakkabının acısıyla, hem egomu hem de beynimi devre dışı bıraktı. Eve gelir gelmez Sponge Bob yara bandı imdadıma koştu.

2 yorum:

Styleseeking Zurich dedi ki...

Babetler cok hos, önünün hafif sivri olmasi ve fiyongu özellikle sevdim!

Nesli

DERYA dedi ki...

ayy çok güzelmiş bu babetler..